Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Ayakları üstünde durmayı, hayatı öğrenmek zorundaydı. Bir yuva kurmak için yıllarca çalıştı çabaladı. Sonunda başardı. O, şimdi Türkiye'nin ve Avrupa'nın büyük kulüplerinden biri olan G.Saray'ın başkanı. Evet, Mehmet Cansun'dan söz ediyoruz. Her zaman barışçı yanı olduğunu söyleyen G.Saray Kulübü Başkanı Mehmet Cansun'la Fransa'da büyük bir şato olan Abbaye De Vılleneuve'de sohbet etme imkanı bulduk. İlk kez eşi ile birlikte böyle bir söyleşide bulunuyordu.
Mehmet Cansun, başkanlık koltuğuna oturuşunun 75. gününde eşi Nihal hanımla birlikte ilk defa görüntüye giriyordu. Ve şu mesajları veriyordu Cansun:
‘‘Anne ve babamı küçük yaşlarda kaybettim. Hayatın ne olduğunu biliyorum. Bir aile kurdum, mutluyum. G.Saray'ı ikinci ailem olarak kabul ediyorum. Bu aileyi mutlu etmek için herkes çalışıyor. Eşim, yönetici arkadaşların eşleri ile birlikte oturuyor, çözüm yolları arıyor.
Lucescu geçen yıl çeşitli zorluklarla karşılaştı. Şimdi o da aileden biri oldu. Bizden biri yani. Yalnız kalıyordu, yardımcı olamıyorduk. Şimdi hep yanındayız. Ondan son derece memnunuz. F.Bahçe maçını kazanınca gerçek G.Saraylı oldu. Takımın menfaatlerini düşünüyor.
Geçen sezonki kadromuzdan 10 as futbolcumuz ayrıldı. Birileri gider birileri gelir. Burada takım olmak önemlidir. Lucescu da bu takımı yeniden oluşturuyor. Şimdi iş aldığımız yabancıları denemeye kaldı. Üç yabancıyı G.Birliği maçında oynatıp karar vereceğiz. Yerli oyuncularımız takıma çabuk monte oldu. G.Saray formasının hakkını veren oyuncu kadrosuna sahip olduğumuz için mutluyuz. Ayhan, Türkiye'nin en iyi orta saha oyuncularından biri. Lucescu, Sergen'den sonra Ayhan'ı da kazanacağını her fırsatta söylüyor. Onun için özel programlar hazırlıyor. Böyle bir yeteneğin kenarda durmasını biz de içimize sindiremeyiz.
Şimdiye kadar birçok borcun altından kalktık. Bu, büyük bir başarıdır. Ekip arkadaşlarımın geceli gündüzlü çalışmasıyla bugünlere geldik. Şimdi tedbirli davranacağız. Kredi faizleri arttı. Bu yüzden topa basarak, etrafa bakarak hareket edeceğiz. Açılırsak kötü olur.
Şampiyonlar Ligi'ne başlamadan önce en mutlu olduğum gün, Levski Sofya maçını kazandıktan sonrakiydi. Ne yalan söyleyeyim, çöktüm. Biraz da beni yaşlandırdı. Şimdi gidiyoruz. Nereye kadar gideceksek gidelim. Bu takıma da güveniyoruz.
Hedeflerimiz çok büyük. G.Saray'a yılda net 100 milyon dolarlık bir gelir sağlamak. Ondan sonra da Şampiyonlar Ligi'nde isteğimiz gibi at koşturmak. Önümüzdeki üç yıl içinde çok büyük hedeflere, öncelikle Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşacağız. Para sorununu tamamen ortadan kaldıracağız.
Mart'ta tekrar adayım. Şimdi ortada bir yangın var. O yangını söndürmek için genç, dimamik bir ekiple çalışıyoruz. Herkes sorumlu olduğu görevleri inançla, zevkle yapıyor. Bu ekipte yer alanlar ya tribünden ya liseden gelmiş kişiler. Onun için herkes kulübün bir yerinden tutmak için can atıyor.’’
Ve Nantes maçı sonrasında sevinçten ağlayan bir başkan. Mehmet Cansun hayatın kısa olduğunu söylüyor ve bir şarkı mırıldanıyor, bazı sözlerini değiştirerek. ‘‘Bir garip yolcuyum hayat yolunda. Yolumuzu dezeltecek biriyim ben.’’
Başkan olmadan önce Fenerbahçe Stadı'nda sayın Aziz Yıldırım'la yan yana oturuyorduk. Yıldırım titriyordu. ‘‘Aziz heyecanlanma’’ dedim. Son maçta da Aziz bey ile yan yana oturuyorduk. Devre 0-0 bitince Aziz benim heyecanlı olduğumu gördü. Ben de ‘‘Artık başkan oldum. Ben heyecanlanmayayım da kim heyecanlansın’’ deyince Aziz de ‘‘Başkan olmak ne kadar zor’’ yanıtını verdi.
Jardel'i satmaya niyetimiz yoktu. Ancak eşi, her şeye karışıyordu. Böylesine bir kriz ortamında bir yılda alacağı para çok yüksekti. Takımdaki dengeleri korumak zorundaydık. Ona ödeme yaptığımız zaman diğerleri alınırdı. Randıman düşebilirdi. Onun için sattık. Ancak beni adeta öldürdü, çok uğraştırdı.
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.