Antrenörlere yüklendi
Sahaya çıkıp bir iki kaleci vuruşu yaptıktan sonra bir anda ayağının sızlamaya başladığını belirten Aykut, "Tomas’a gidip ’Kale vuruşlarını sen kullan ayağım kötü’ dedim. O da bana yardımcı oldu. Ayağımın sakat olduğunu yalnız kulüp içindekiler biliyordu. Dışarı sızdırmadık, çünkü rakibimizin bunu bilmesini ve kendisine avantaja dönüştürmesini istemedik" diye konuştu. Türkiye’de Türk kaleci olmanın zor olduğunu belirten Aykut, bu konuda da sert açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: "Antrenörler öncelikle kendisini kurtarmak için yabancı kaleci istiyor. Yöneticiler ’Türk kaleci olmaz mı?’ deyince, ’Hata olursa suçu bana atmayın’ diyerek, kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.
"İkinci kaleci olmak zor"
Türkiye’de kurban Türk kalecilerdir. 20 yaşında Galatasaray’a geldim, 4 yılım geçti. İkinci kaleci olmak zor. Bizlerin kötü olma lüksü yok. Her zaman hazır olmalıyız. Ligde 18 takımdan bazılarının kalelerinde yerli kaleciler var, onların neyi eksik. Yabancı-yerli diye kedi-fare oyunu oynanıyor. Yabancı kaleci alınırken, oldukça büyük paralar dönüyor. Alsınlar kimsenin gözü yok. Ben Almanya’da kaleci eğitimi gördüm. Türkiye’de oynamayı seçtim. Almanya’da bir takımda kaleyi alabilirdim, o zaman da ’Yabancı kaleci alıyoruz’ derlerdi, kıymete binerdim. Belki de birinci kaleci olarak buraya gelirdim. Türk kaleciler konusunda medya başta futbol camiasındaki herkesin bazı adımlar atması gerekiyor. Beşiktaşlı Murat’ın sakat sakat oynadığını medyadan okudum. Bir kalecinin saha içinde en yakın arkadaşları, üç direk ve ağlar. Bunların üçü de zaman zaman hem güldürür, hem de ağlatır."