* Bir bayan tarafından ilk kez böyle bir çalışma hayata geçti. Futbola ilginiz var mıydı ve bu göreve nasıl başladınız?
- İnanılmaz derecede futbola ilgili biriydim. Türkiye ligi, Avrupa, hatta 2. Ligi bile takip ederdim. Futbola olan bu sevgimi mesleğimle birleştirmek istedim. Acar Baltaş hocamıza danıştım, o da beni buraya yönlendirdi. Zor olacağını biliyordum. Ama onlarla futbol diliyle konuştum. Önceleri benim futboldan anlamadığımı düşünüyorlardı. Hatta beni ilk başlarda test etmek için, “Oliver Kahn’ı tanıyor musunuz?” diye soranlar bile oldu. Ancak zamanla gördüler ki, en az onlar kadar yabancı futbolcuları tanıyorum. Gün geçtikçe Şampiyonlar Ligi maçlarını bile konuşup, tartışmaya başladık.
* Futbolu ne kadar çok sevseniz de futbolcu psikolojisi biraz değişik bir alan olsa gerek. Nasıl çalışıyorsunuz ve neler yapıyorsunuz?
- Buraya gelmeden önce futbol psikolojisi ile ilgili olarak çalıştım ve donanımlı bir şekilde geldim. ‘Futbolculuk kolay’ diyenlere çok kızıyorum, çünkü gerçekten çok zor bir meslek. İyi bir futbolcu olabilmek için yetenekli olmak yetmiyor. Vücut performansı gerektiren sporlarda, stres atılamadığı zaman bozulmalar olabiliyor. Bir oyuncu golü atmadan önce, ‘atamam’ diye düşünürse, o golü atamaz. Golü atabilmesi için rahat olması gerekir. Biz bireysel terapilerle futbolcuyu rahatlatıyoruz ve stresini atarak, hocasının ondan tam kapasiteyle yararlanmasını sağlıyoruz.
* Bireysel terapilerde neler konuşuyorsunuz?
- Onların her türlü sorununu dinliyorum. Bana güvenip herşeyi anlatıyorlar. Beraberce hayaller kuruyoruz. Hatta bana “Önce Avrupa’ya transfer mi olayım, yoksa önce evleneyim, sonra mı gideyim?” diye soran bile oluyor.
* Peki bu ilişkiyi kurmak sizin için zor olmadı mı? Size nasıl güven duydular?
- Önceleri zorlandık. İlk ay odamın kapısı açık bekledim, ama kapıyı çalıp giren olmadı. Çünkü bana ilk gelenle diğer arkadaşları dalga geçecekti. Ama sonunda biri geldi, sonra da diğerleri. Zamanla güvendiler, konuştuklarının bu odada kalacağını anladılar.
* Siz yarının yıldızlarını futbol dünyasına hazırlıyorsunuz. Bu konudaki düşünceleriniz neler? Neden gençlerin büyük bir bölümü futbolcu olmak ister?
- İki nedeni var. Birincisi dış motivasyon, yani maddi açıdan rahatlamak, ün, şöhret ve belki de güzel kızlar. İkincisi ise futbolu sevdiği için yani futbolu futbol için oynamak. Tamamen kazanma hırsı ve duygusu. İşte bu ikinci tiptekiler, hayallerine daha çabuk ulaşıyor.
* Çalışmalarınızı A takıma da iletiyor musunuz? Çünkü buradaki oyuncular yarın A takımda oynayacaklar.
- Evet, oyuncuların tümü hakkında kapsamlı bir psikolojik rapor hazırlıyoruz ve bunu oyuncunun teknik raporu ile birlikte A takıma iletiyoruz. Oyuncu A takıma çıktığında hocası onunla ilgili özellikleri biliyor. Oyuncu psikolojik açıdan rahatlamış ve hazır bir şekilde yukarıya çıkıyor. Terapistin bu hizmeti sunması gerekir. Soyunma odasında ise durum farklı. Orada motivasyonu ben veremem, işte o teknik direktörün görevi.
* Futbolcular arasındaki gruplaşmalar için ne düşünüyorsunuz? Bu konudaki tedbirler nasıl alınmalı?
- Her takımda gruplaşmalar olabilir, bu doğal. Aynı kafada arkadaşlar, milli oyuncuların birlikteliği gibi şeyler olabiliyor. Onu sezdiğimizde hemen takımı başka başka gruplara ayırıyoruz. Bazen hocalarına kızdıkları, alınganlık yaptıkları oluyor. Bu sorunu da sohbet toplantılarıyla, çözüyoruz. Çünkü birikirse, bu patlamanın saha içinde gerçekleşebileceğini biliyoruz.
* Son olarak, bir bayan olarak mesleğinizle ilgili olarak düşünceleriniz ve duygularınızı öğrenebilir miyiz?
- Burada çok mutluyum. Dünyadaki en güzel şey, insanın sevdiği işi yapması. Başarıları gördükçe bunun manevi mutluluğunu yaşıyorum. Kolay olmadı ama iyi ki inat etmişim ve önyargılara aldırmadan bu işe başlamışım.