Gelmesi olay, kaçışı farklı bir olay... Hayrovic’in durumu senaryo değil sportif bir rezalet. İsterseniz oyuncunun geliş ve gidiş hikayesini tüm gerçekleriyle yazalım... Millet Gazetesi'nin haberi şu şekilde...

Başkanın İsviçre’den arkadaşı arar.. “Buralarda İzet Hajroviç diye bir futbolcu var. Her iki kanatta oynar. Tam sizlik” der. Aysal, kimseye sormadan transferi bitirir.

Bülent Tulun durumdan haberdar olur... “Etrafında İtalya, Almanya, Fransa olan ülkeden kimse bu oyuncuyu almadıysa bize hiç gitmez. Paraya yazık” der. Aysal ise “Hata hakkımı kullanıyorum” ifadeleriyle transferi yapacağını ilan eder.

VOLEYİ VURUR

Hajroviç Galatasaray’a 3 milyon 500 bin bonservis bedeliyle transfer olur. Sözleşmesi de 4.5 yıllıktır. Yılda 1 milyon 100 bin Euro alacaktır. Hajroviç İsviçre’de yılda 300 bin Euro net kazanıyordu. Yedek kalır. Scout ekibi şefi Emre Utkucan 23 başkana “Bu oyuncuyu kim aldı bilmiyoruz” raporu verir. Başkan topu Mancini’ye atar ve “O istedi” der...

EVLENMEYE GİTTİ DÖNMEDİ

Ardından Hajroviç parasını alamadığı gerekçesiyle kulübe ihtarname çeker. Alacağı 400 bin Euro’dur. Galatasaray parayı ödemez. Ve Hajroviç evlenme bahanesiyle gittiği Bosna’dan geri dönmez...

CENK ERGÜN UYARIYOR

Futbol direktörü Cenk Ergün paraların ödenmesiyle ilgili olarak tüm takımın Hajroviç ile aynı durumda olduğunu, aksi takdirde tüm takımın serbest kalabileceği mailini başkanın da yer aldığı 11 kişiye yollar. Başkan “Nasıl olsa kaçmaz” diyerek durumu ciddiye almaz.. Tüm takım kaçabilecekken Hajroviç’in kaçması onun karakterini ortaya koyarken, başkan Aysal kulüpte cadı avına çıkar. Ama aynaya asla bakmaz. Oyuncuyu o getirmişti. Parasının ödenmesi gerektiğini de biliyordu. Fakat sorumluluğu almadı..

İşin acı yanı ise başkanın Tarık Çamdal transferi sırasında da Hajroviç’i getiren menajeri devreye sokmasıdır!